TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) uzmanlarının analizine göre, parasal sıkılaşma kamu maliyesine 6.8 milyar lira katkı sağladı.
Merkez Bankası’nın blog sayfası Merkezin Güncesi’nde yer alan ‘Para Politikası Duruşu ve Hazine İhaleleri’ başlıklı analizde, para politikasının, kamu borçlanma maliyetlerini getiri eğrisinin şekli ve borçlanma ihalelerine yönelik talep üzerinden etkileyebildiği bildirildi. Piyasalar Genel Müdürlüğü Türk Lirası Piyasaları Müdürü Ali Gencay Özbekler ve Uzman Yardımcıları Ali İzzeddin Çelebi, Alper Tunga Demir tarafından hazırlanan analizde, sıkı para politikasının uygulandığı dönemlerde kısa vadeli faizler politika faiziyle birlikte yükselirken, enflasyonda düşüş beklentisinin uzun vadeli faizleri düşürebildiği kaydedildi. Benzer şekilde enflasyon ile mücadelenin, öngörülebilirliği artırarak bankaların borçlanma araçlarına yönelik risk iştahını ve risk taşıma kapasitesini güçlendirdiği bildirilen analizde, böylelikle, tahvilin yeniden ihraç edildiği ihalelerde talep eğrisinin esnekliği arttığı ve ikincil piyasadaki faiz değişimin sınırlı kaldığı aktarıldı. Analizde, Hazine ve Maliye Bakanlığı yeniden ihraç ihaleleri bağlamında, sıkı para politikası duruşunun borçlanma maliyetlerini azaltıcı etkisinin incelendiği ifade edildi. Hazine yeniden ihraç ihalelerinde borçlanma maliyetlerinin ortalamada 40 baz puan düştüğü ifade edilen analizde, bunun kamu maliyesine yaklaşık 6.8 milyar lira katkıda bulunduğunun hesaplandığı aktarıldı.
YATAY EĞRİNİN AVANTAJI
Analizde, talep eğrisinin, hazine ihalelerinde oluşan borçlanma miktarı ve maliyeti arasındaki ilişkiyi gösterdiği kaydedildi. Talep eğrisinin daha yatay konuma gelmesinin ‘fiyat esnekliğinin artması’ anlamına geldiği aktarılırken, tahvil fiyatlarıyla faizleri arasındaki negatif ilişki de göz önüne alındığında, daha esnek (yatay) bir eğrinin, aynı miktarda borçlanma için Hazine’nin maliyetini azalttığı belirtildi.
DAHA DÜŞÜK MALİYETLE BORÇ
Talep eğrisinin esnekliğinin şekillenmesinde, para politikası duruşu destekleyici bir rol oynadığı, nitekim Hazine borçlanma ihalelerinde oluşan miktar ve fiyat değerlerine dönemsel bakıldığında, sıkı para politikası uygulanan dönemlerde daha esnek bir talep eğrisi oluştuğu aktarılan analizde, buradaki temel hususun, ihalelerde gözlenen talep eğrisinin yataylaşmasının bankaların risk taşıma kapasitesinin artmasıyla ilişkilendirilmesi olduğu kaydedildi. Analizde, sıkı para politikasının olduğu ortamda, eğrinin uzak ucunun yukarı yönlü kaydığı ve böylece miktarın fiyat üzerindeki etkisinin azaldığı ifade edilerek, eğrideki yataylaşmanın ihalede gerçekleşen talep koşullarının iyileştiğini ve Hazine’nin daha düşük maliyetle borç alabildiğini gösterdiği işaret edildi.
MALİYETTE 40 BAZ PUANLIK DÜŞÜŞ
Analiz sonuçlarının, sıkı para politikasının birincil piyasadaki söz konusu olumlu etkisine işaret ettiği belirtilirken, sıkı para politikası duruşu çerçevesinde esnekliklerdeki artış kanalıyla borçlanma maliyetinde azalış olduğu kaydedildi. MB’nin son parasal sıkılaşma döngüsüne odaklanıldığında, Hazine yeniden ihraç ihalelerinde borçlanma maliyetlerinin ortalamada 40 baz puan düştüğü ifade edildi. Analizde, sıkı para politikasının parasal aktarım kanalı üzerinden tahvil piyasalarında getiri oranlarını artırırken, öngörülebilirlik ve beklentiler kanalı üzerinden yeniden ihraç ihalelerinde gerçekleşen talep esnekliğini desteklediği bildirildi. Analizde, “Öngörülebilirlik ve kredibilite katkısıyla artan esneklik bankaların risk taşıma kapasitesinin yükselişine işaret ediyor. Böylece, TCMB’nin politika duruşu ile finansal sistemi desteklediğini ve Hazine ihaleleri üzerinden kamu maliyesine katkıda bulunduğunu değerlendiriyoruz” denildi.